Türkiyede Kaplıca Turizmi
Günümüzde nüfusun, şehirleşmenin ve sanayileşmenin hızlı artışı, ortaya birçok çevre problemi çıkarmakta, bu da insanların sağlıklarını tehdit etmekte, evde, okulda ve işte verimliliği düşürmektedir. Bugün turizmin bir alt kolu olan sağlık turizminin bu kadar gelişmesinde, bu tür çevre faktörleri önemli bir etkendir.
Sağlık turizmi faaliyetlerinin en önemli kollarından biri de kaplıcalar ya da termal tesislerdir. Özellikle sıcak su kaynakları ve bol mineralli sıcak sular, sağlık sektöründe alternatif tıp konusunda önemli kazanımlar getirmektedir. Bu durumda doğal olarak ulaşım, konaklama ve ağırlama gereksinimleri körüklenmekte ve bu talepleri karşılayacak çok yönlü bir turizm şekli olarak kaplıca turizmi öne çıkmaktadır.
Kaplıcalar, doğal sıcak suların, mineral, ısı ve radyoaktiflik gibi özelliklerinden faydalanılarak tedavi amaçlı kullanıldığı ve bu etkinliklerin bilimsel esaslara dayandırıldığı termal tesislerdir.
Türkiye’de Kaplıca Turizmi ve Kaplıcanın Faydaları
Aslına bakılırsa termal kaynakların bu amaçla kullanımı yeni değildir. Antik dönemlerde de insanlar kaplıcaların ve sıcak su kaynaklarının sağlık üzerindeki olumlu etklilerini farketmişler ve kullanmışlardır. Özellikle ülkemiz, kaplıcalar bakımından oldukça zengindir ve Romalılar zamanından kalma çok sayıda kaplıca bugün gün yüzüne çıkarılmıştır.
Ülkemizdeki en eski kaplıca kalıntıları Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Ayrıca ülkemizde Hititler zamanından beri şifalı sulardan faydalanıldığı bilinmektedir. Antik çağlarda da insanlar, kaplıcalardan sistemli bir şekilde yararlanmışlardır. Ağrı çeken insanlar ve savaş yorgunu askerler buralarda hem tedavi görmüşler hem de dinlenmişlerdir.
Kaplıcaların Avrupa ülkelerinde öne çıkması on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında olmuştur. Tıp ve eczacılık alanında büyük ilerlemeler olmasına rağmen, Almanya, Belçika, Avusturya, İtalya, eski Çekoslovakya ve İngiltere gibi ülkelerde insanların kendilerini zinde hissetmeleri, bitkinlik ve yorgunluklardan kurtulmaları ve daha verimli olmaları için termal kaynaklar kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan yatırımlar ile kaplıca turizmi yeni bir boyut kazanmıştır.
Günümüzde ülkemizde ve birçok ülkede kaplıcalar, altyapı tesisleri, tedavi merkezleri, tıbbı bakım, bozulmamış doğal çevre ve tedaviye uygun bölgeler ile önemli sağlık merkezleri haline gelmiş ve alternatif turizm açısından sağlık turizmi vazgeçilmez bir seçenek olmuştur.
Kaplıcalar, sıcak yeraltı sularının yeryüzüne çıktığı kaynaklar çevresine kurulan hamam benzeri tesislerdir. Çeşitli hastalıkların tedavi edilmesinde doğal bir tedavi yöntemi olan termal kaynaklar, bugün hem turizm hem de sağlık sektörleri için büyük önem taşımaktadır.
Kaplıcaların tedavi edici özellikleri, doğal yapısı içinde bulunan minerallerden gelmektedir. Genel olarak kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarına, romatizma ağrılarına, cilt hastalıklarına, solunum sistemi rahatsızlıklarına ve bir miktar iç organ hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir. En uygun tedavi şekli, doktorların gözetiminde ve önereceği şekilde, banyo almak, ağır olmayan egzersizler yapmak ve beslenme şekline dikkat etmektir.